Sosyalizm ile din arasındaki ilişki hakkında kendi yorum ve araştırmalarım
Sosyalizm kamu mallarının ortaklaşa kullanıldığı, 1800'lü yıllarda geliştirilen ve komünizme geçiş evresi olarak bilinen bir yönetim biçimidir. Din ise milattan önceye dayana dogmatik bir unsurdur. Aralarında siyasi karşılaştırma değilde bir birine engel olma tartışması olabilir. Her sosyalist dinsiz olmadığı gibi, Her dinsiz de sosyalist değildir. Günümüzde çok kıyas edilen bu iki olgu arasında aslında baya bir farklılık vardır. Sosyalizm bir yönetim biçimi iken din ise sorgulanmadan inanılan bir dayanaktır. Sosyalizm dine engel mi diye bakacak olursak tartışılır. Şöyle ki günümüzde ki din adamları diye bilinen soytarılar din tüccarlığı yaptığı için sosyalizmi kötüler çünkü sosyalizm işçiden fakirden yanadır. Dinden başka ticari dayanağı olmayan kişiler çeşitli teorilerle sosyalizmi kötüleyerek fakir halkın gözünün ve önünün açılmasını istemez. Çünkü işçiler eşit dağılım isterse pastada ki dilimleri küçülecektir. Hangi sosyalist ülke de ibadet, din yasaklanmış. Rusya da ya da Küba da din yada ibadet yasağı mı var. Her kim hangi dine inanırsa inansın ama din tüccarlarına inanmasınlar istiyoruz. Evet sosyalistler içerisinde ateist vardır belki de fazla sayıda. Din sorgulanmadan inanılır diyen din soytarıları sorgulanmasından neden korktuğunu hiç düşündünüz mü?
İki kavram arasında aslında doğru düşünüldüğünde ters düşen bir unsur bulunmamaktadır. Bu iki unsurun birisi yönetim biçimi, diğeri ise dogmatik olaylara inanan insanların inanış biçimi olarak kalsa sorun yok. Neden gelişmiş ülkelerde din ve siyaset ayrıdır. Çünkü din adamları çeşitli yalanlarla yönetimleri ele geçirip kendi istedikleri düzende istedikleri gibi halkı sömürecekleri için. Sömürülen bütün ülkelerde din ve milliyetçilik hat safhadadır. Bu yüzden de tüccarlar halkı nasıl kullanacağını iyi biliyor. Lafımız sadece dine inan insanlara değil. Dini kullanan ve kullanılmasına bile bile alet olanlaradır. Sosyalist bir ülkede yaşamak onurlu, sağlıklı ve eğitimli bireyler olmak demektir. Sosyalizm diktatörlük değil tam aksine buna karşı savaş vermektedir. Sosyalizm halk meclisleri ile halkın kendini yönetmesidir. Sosyalizm insanlara barınma, sağlık ve eğitim gibi haklarının tam ve adil sağlanmasıdır. Sosyalizm sömürüye, hacı hocalara, din tüccarlarına, sapıklara, sapkınlara, hırsızlara imkan ve olanak vermez. Din üzerinden siyaset yapana izin vermez ama halkın dinini yaşamasına da karışmaz.
Sosyalizm halkın bilimsel gelişimine katkıda bulunur. Bilimsel gelişimi düşük ülkelerde dinin kullanıldığı ve geride kaldığı dünya haritasında açıkça görülmüyor mu zaten.
Bu iki kavram arasındaki ilişkiyi iyi düşünmeli ve sahtekarların laflarına inanmamalıyız. İnsan onuruna, işçiye, köylüye, fakire, öğrenciye tam destek sağlayan hiçbir sistemden zarar gelmez. Mesele adil dağılımdır bunun adını koymaya gerek yok.